Küllüoba Kazıları-MASROP

Cilt 6 Sayı: 7 2012

Tüm Makaleler İçin Resme Tıklayınız

 

 

KÜLLÜOBA KAZILARI VE BATI ANADOLU TUNÇ ÇAĞLARI ÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMALAR

SUNU

Prof. Dr. Turan EFE

“Eskişehir bölgesinde gerçek anlamda ilk bilimsel Tarihöncesi Dönem araştırmalarını başlatan merhum Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann’ın Anısına…”
Seyitgazi (Eskişehir) yakınlarında yer alan Küllüoba’da kazılar, Editör’ün başkanlığında 1996 yılından bu yana kesintisiz sürdürülmektedir. Yüzey araştırmalarımız sırasında yüzeyinden topladığımız malzemenin ışığında, bu höyükte kazıların başlatılmasının nedenlerini dört ana başlık altında toplayabiliriz:
1.Demircihüyük stratigrafisinde temsil edilmeyen İlk Tunç Çağı’na Geçiş Evresi ve İTÇ III dönemlerinin araştırılması ve böylece Eskişehir bölgesinin güvenilir bir İTÇ kronolojisinin saptanması.
2. Bugüne kadar prehistorik dönemler açısından elle tutulur bir araştırma yapılmamış olan ve ayrı bir çanak çömlek grubunun yayılım alanını oluşturan Yukarı Sakarya Ovaları’nın İlk Tunç Çağı’ndaki kültürel gelişiminin ortaya konulması.
3. İTÇ III döneminde Troya ve Suriye-Kilikya bölgeleri arasındaki ilişkilerin iç batı Anadolu ve dolayısıyla Eskişehir ovaları üzerinden gerçekleştiğine dair yeni kanıtlar elde etmek.
4. Geç İTÇ III veya diğer bir deyişle, Orta Tunç Çağı’na Geçiş Dönemi’nin Eskişehir bölgesinde araştırılması.
Küllüoba Kazıları ile ilişkili olarak bugüne kadar yayınlanan makaleler –ki bunların bazıları oldukça kapsamlıdır- bu hedeflere ulaşmada daha şimdiden önemli adımlar atıldığını açıkça ortaya koyar. Hemen hemen başından itibaren bu kazılarda görev alan Murat Türkteki, Deniz Sarı ve Erkan Fidan; Editör’ün danışmanlığında, konuları doğrudan veya kısmen Küllüoba kazıları ile ilişkili olan doktora tezlerini 2011 yılında tamamlamışlardır.

THE KÜLLÜOBA EXCAVATIONS AND STUDIES ON THE WESTERN ANATOLIAN BRONZE AGES

“To the memory of late prof. Dr. Manfred Osman Korfmann who initiated, in the real sense, the first scientific prehistoric researches in the Eskişehir region…”
The excavations at Küllüoba located near Seyitgazi (Eskişehir) have been carrying out under the auspices of the Editor every single year since 1996. In the light of the material collected from its surface, we can sum up the reasons of why initiating excavations at this mound under four headings:
1.Investigation of the “Period Transitional into the EBA” and EBA III period which are lacking in the Demircihüyük sequence and thus, establishment of a more reliable EBA chronology of the Eskişehir region.
2.Establishment of the EBA sequence of Upper Sakarya Plains in which no tangible investigation has so far been carried out.
3. Providing new clues on which the relations between Syro-Cilicia and Troy in the EB III period were established over inland western Anatolia, in other words via Eskişehir plains.
4.Investigation of the late EB III (Transitinoal Period into the MBA) in the Eskişehir region.
The articles so far published on the Küllüoba excavations -some of which are quite comprehensive- clearly demonstrate that important steps have already been taken towards reaching these goals. Murat Türkteki, Deniz Sarı and Erkan Fidan who took part almost from the beginning on in these excavations finished their dissertations related completely or partially to the Küllüoba excavations in 2011.

KÜLLÜOBA İLK TUNÇ ÇAĞI MİMARİSİ

Anahtar Kelimeler: Küllüoba, İlk Tunç Çağı, Mimari, Şehirleşme, Kompleks II.

Key Words: Küllüoba, Early Bronze Age, Architecture, Urbanism, Complex II.

Abstract

The Early Bronze Age architecture of western Anatolia is a topic about which we know relatively little. Excavations have been conducted every single year since 1996 at Küllüoba, situated near Eskişehir, and have made significant contributions to our knowledge in this area. These investigations have yielded a sequence stretching from the Late Chalcolithic Period up to the end of the Early Bronze Age. General architectural layouts of the settlement phases could be established due to the work having been carried out horizontally over large areas. The thesis submitted here deals with, in full detail, the Early Bronze Age architecture of Küllüoba. First, its characteristics and the developmental phases have been examined. Second, its place in the West Anatolian and Aegean EBA has been determined by comparing the construction techniques used, general settlement patterns, and house types with those of the contemporary sites in these regions. Thus, this study makes an important contribution not only to the determination of the general settlement patterns and house types, of which we know very little, but also to the establishment of characteristics of the local architecture as well.

ÖZ

Batı Anadolu İlk Tunç Çağı mimarlığı, Yakın Doğu Arkeolojisi’nin hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz önemli konularından biridir. Eskişehir yakınlarında yer alan Küllüoba’da 1996 yılından bu yana aralıksız olarak yapılmakta olan kazılar, konunun aydınlatılması yönünde önemli katkılarda bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar Küllüoba’da en azından Geç Kalkolitik Çağ’ın ortalarından İlk Tunç Çağı’nın sonlarına kadar hemen hemen kesintisiz yerleşildiğini göstermiştir. Kazının büyük oranda yatay olarak gerçekleştirilmesi, geniş alanlarda değişik evrelere ait genel yerleşim planlarının saptanmasını sağlamıştır. Böylelikle kazılar, MÖ 3. Binyıl’ın ilk yarısında Eskişehir bölgesinde egemen olan malzeme kullanımı, genel yerleşim planı, savunma sistemleri, ev planları gibi mimari özelliklerin ortaya konulması ve şehirciliğin bölgedeki gelişimi bağlamında azımsanmayacak bilgiler vermiştir. Özellikle İTÇ II Dönemi’nin en erken evreleri ile birilikte Küllüoba’da Aşağı ve Yukarı Yerleşme konseptinin oluşması, yönetici kadronun olası güç kazanması ve büyük depolama birimlerinin görülmesi gibi nedenler yerleşmenin önemini daha da arttırmaktadır.

BATI VE ORTA ANADOLU’DA ÇARK YAPIMI ÇANAK ÇÖMLEĞİN ORTAYA ÇIKIŞI VE YAYILIMI

Anahtar Kelimeler: Çömlekçi çarkı, Batı Anadolu, İTÇ III, Küllüoba, Yalın Mal.

Key Words: Potter’s Wheel, Western Anatolia, EBA III, Küllüoba, Plain Ware.

ABSTRACT

The chronology of the Early Bronze Age in Anatolia has not yet been fully established. The most important underlying reason for this is that wheelmade pottery, a key innovation which marked the beginning of the EBA III in western Anatolia, has not been discovered with common characteristics and with the same density on a specific horizon in the entire region. This complicated a reliable synchronisation of the local chronologies considerably. As a result of this, the western Anatolian and the Aegean chronologies could not be satisfactorily correlated.
So far, no noteworthy study has been made on the early use and distribution of the wheelmade pottery in western and central Anatolia. Within the framework of the thesis, the technology of this pottery and the distribution and local characteristics of its ware groups and forms are investigated and their significance is revealed, in a more concrete way, in the western Anatolian EBA chronology. In conclusion, the thesis examines the early distribution of the characteristic elements of the EBA III wheelmade pottery in the Anatolian peninsula, the reasons underlying it and its consequences.
The studies on the wheelmade pottery recovered at Küllüoba near Eskişehir indicated to us the gradual intensification of trade relations in the EB III between far-reaching areas. The thesis clearly demonstrates that the relations between Mesopotamia and the North Aegean (Troy) were established, not along the south Anatolian and Aegean coastline but, on the contrary, over the land route, via inland western Anatolia. Thus, it has been clarified that certain cultural innovations were introduced to the Troad from inland northwestern Anatolia, due to the intensified trade relations. Consequently, the thesis emphasizes the need of dealing with the interrelations and interactions between western Anatolia and the Aegean in the EBA from a new perspective.

ÖZ
Bilindiği üzere batı Anadolu İlk Tunç Çağı kronolojisi bugüne kadar sağlıklı bir şekilde saptanamamıştır. Bunun altında yatan en önemli nedenlerden birisi batı Anadolu’da İTÇ III’ün başlangıcını simgeleyen yeniliklerden biri olan çark yapımı çanak çömleğin ortak özelliklerle, tüm bölgede aynı yoğunlukta ve belli bir horizonda ortaya çıkmamasından dolayı yöresel kronolojilerin birbirleriyle yeterince güvenilir bir şekilde çakıştırılamamasıdır. Batı Anadolu ve Ege Dünyası İTÇ kronolojilerinin bugüne kadar sağlıklı bir şekilde senkronize edilememelerinin gerisinde de büyük oranda bu sorun yatmaktadır.
Batı ve orta Anadolu’da çark yapımı çanak çömleğin ortaya çıkışı ve yayılımı konusunda bugüne kadar yapılmış kayda değer bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışma kapsamında, bu çanak çömleğin teknolojisi ve bu çanak çömlek ile temsil edilen yeni mal grupları ve formların dağılımları, yöresel özellikleri ve gelişimleri incelenmiş ve bunların “Batı Anadolu Kronolojisi” içindeki yeri daha somut bir şekilde belirlenmeye çalışılmıştır; neticede, karakteristik İTÇ III çanak çömlek özelliklerinin Anadolu Yarımadası’nda ilk nerede ortaya çıktığı, bunun gerisinde yatan nedenler ve sonuçları irdelenmiştir.

İLK TUNÇ ÇAĞI VE ORTA TUNÇ ÇAĞI’NDA BATI ANADOLU’NUN KÜLTÜREL VE SİYASAL GELİŞİMİ

Anahtar Kelimeler: Batı Anadolu, İlk Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Çanak Çömlek Grupları, Kültür Bölgeleri, Arzawa Ülkeleri

Keywords: Western Anatolia, Early Bronze Age, Middle Bronze Age, Pottery Groups, Cultural Regions, Arzawian Lands

ABSTRACT

According to the evidence indicated by archeological material from the Early Bronze Age, it is highly possible that a new organization emerged in terms of cultural and political aspect in Western Anatolia. This becomes especially apparent by the emergence of local pottery distribution areas. They indicate, perhaps, the areas controlled by the local political powers indirectly. Architecture and archaeological finds from the succeeding phases of the Early Bronze Age support the theory of the emergence of more dynamic local political powers and urbanism parallel to this development. The region increased its cultural and commercial relations with the far distant areas, as these kingdoms gained more and more political and economical power. One of the most critical problems awaiting here to be solved is if there is any relation between these local kingdoms and the west Anatolian “lands” of the Second Millennium B.C. mentioned in the Hittite texts. In the light of the new reseach the thesis examines the cultural and political development of western Anatolia, from the beginnings up to the end of the Early Bronze Age and looks for possible answers to clarify what kind of a relation existed between the EBA kingdoms and the “lands” of the 2nd Millennium Western Anatolia, in other words if the “lands” are the succesors of the EBA local political powers.

Öz

İlk Tunç Çağı başından itibaren arkeolojik malzemenin gösterdiğine göre, Batı Anadolu’da kültürel ve siyasal açıdan yeni bir yapılanmanın söz konusu olma olasılığı büyüktür. Bu durum kendini özellikle yöresel bazı yeni çanak çömlek yayılım bölgelerinin ortaya çıkmasıyla hissettirir. Söz konusu bu yayılım bölgeleri belki de dolaylı olarak yerel siyasal güçlerin nüfus bölgelerini göstermektedir. İlk Tunç Çağı’nın gelişen evrelerinde, mimari ve arkeolojik buluntular, daha da güçlenen yerel siyasi güçlerin ortaya çıkmaya başladığı ve bölgede buna paralel olarak şehirciliğe doğru giden bir gelişmenin söz konusu olduğu yönünde ipuçları vermektedir. Siyasal ve ekonomik yönden bu krallıkların giderek güçlenmesiyle bölgenin uzak bölgelerle olan kültürel ve ticari ilişkileri de birden bire yoğunluk kazanmıştır. İşte bu Batı Anadolu yerel krallıklarıyla Eski Hitit Dönemi başlarından itibaren Hitit metinlerinde sözü edilen Batı Anadolu ülkeleri arasında kültürel ve siyasal bir bağın bulunup bulunmadığı çözümlenmesi gereken en önemli sorunlardan biri olarak karşımızda durmaktadır.
İşte bu çalışmada, yeni araştırmaların ışığında, Batı Anadolu’da İlk Tunç Çağı başından itibaren Orta Tunç Çağı sonuna kadar söz konusu olan kültürel ve siyasal gelişim ele alınmış ve zamanla ortaya çıkan İlk Tunç Çağı krallıkları veya siyasal güçleriyle 2. Binyıl Batı Anadolu ülkeleri arasında nasıl bir ilişkinin olduğu, diğer bir deyişle, “Hitit Ülkeleri”nin bu İTÇ siyasal güçlerinin bir devamı olup olmadığı sorununa açıklık getirilmeye çalışılmıştır.

The Subsistence Economy in Inland Northwestern Anatolia During the Chalcolithic and Early Bronze Age

Key words: Hair sheep, wool sheep, textile production, Animal breeding, Early Bronze Age, Anatolia
Anahtar Kelimeler: Kıl koyunu, yün koyunu, dokumacılık, haycancılık, İlk Tunç Çağı, Anadolu

Abstract
Sheep were the most kept animals in Inland Northwestern Anatolia during the Chalcolithic Period and the Early Bronze Age. The most consumed meat was Mutton in the Chalcolithic Period and beef in the Early Bronze Age. The aging from cattle remains from Küllüoba shows that they were not only kept for meat but for their power. The size of the sheep became larger, but the size of the cattle became smaller over time in the settlements. The locations of the settlements were the main reason in the difference of the games. Hunting was clearly much more important in the earlier periods; however it changes in the later periods in Inland Northwestern Anatolia. Most of the hunted animals were wild horse, fallow deer and wild sheep. These animals indicate an open land with not very high grass and woods as well as forests.
An earlier study by the Author on Troy shows that shows that size increase in sheep is not necessary to differentiate hair and wool sheep in the Early Bronze Age, but instead, other archaeological evidences provide indication of wool production and use. As it was previously known, wool sheep might have been already introduced to Inland Northwestern Anatolia in the Early Bronze Age and not in the Middle Bronze Age.

Özet
Kalkolitik Çağ’dan İlk Tunç Çağı’nın sonuna kadar koyunlar, İç Kuzeybatı Anadolu en çok beslenen evcil hayvanlardır. Koyun eti, Kalkolitik Çağ’da en çok tüketilen etken, İlkTunç Çağı’nda en çok tüketilen sığır eti olmuştur. Küllüoba’da bulunun sığır kalıntıları, sığırların yalnızca etleri için değil aynı zamanda iş hayvanları olarak da beslenildiğini göstermiştir. Yerleşimlerde zaman içinde koyunların boyutları büyümüş ama sığırların boyutları küçülmüştür. Av hayvanlarının farklılığının nedeni yerleşim yerlerinin bulundukları farklı coğrafi ortamlardır. Erken dönemlerde avcılık yaşamda önemli bir yer tutarken, bu zaman içinde değişmiş ve ileri dönemlerde eski değerini kaybetmiştir. Avlanan hayvanların çoğunluğunu yabani at, geyik ve yabani koyun oluşturur. Bu tür yabani hayvanların bulunması, bölgenin çok yüksek olmayan otlarla kaplı açık arazi ve ormanlık alanlardan oluştuğunu göstermektedir.
Yazar’ın Troya’da yaptığı önceki çalışmaların, İlk Tunç Cağı’nda koyun boyutlarındaki değişimin kıl ve yün koyunu arasındaki farkı ortaya koymadığını, ama aslında diğer arkeolojik buluntuların önemli olduğunu göstermiştir Önceden bilindiği gibi yün koyunu Orta Tunç Çağı’ndan önce İlk Tunç Cağı’nda İç Kuzeybatı Anadolu’da beslenmiş olabilir.

Bir cevap yazın